
Her 2 kadından 1’i dijital dünyada siber şiddete maruz kalıyor!
- Canan Dağdeviren buluşunu Atatürk’ün fotoğrafıyla uzaya gönderdi: “İstikbal Göklerdedir” - 16 Nisan 2025
- Aort anevrizması yırtılması riski mevsim geçişlerinde artıyor - 16 Nisan 2025
- Kadınların doğum tercihi yeniden gündeme geldi! - 15 Nisan 2025
Dijitalleşmeyle birlikte artan siber şiddet, kadınların güvenliğini tehdit ediyor. Araştırmalar, kadınların yüzde 58’inin en az bir kere çevrimiçi tacize maruz kaldığını gösteriyor.
Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, zayıf yasal çerçevelerin siber şiddeti artırdığını belirtirken, Avrupa Birliği’nde kadınlara yönelik çevrimiçi şiddetin ekonomik maliyetinin yıllık 49-89 milyar euro olduğunu vurguladı.
Yanlış Bilgilendirme ve İftira İlk Sırada
Araştırmalar, en yaygın siber şiddet biçimlerinin yanlış bilgilendirme ve iftira (%67), siber taciz (%66) ve nefret söylemi (%65) olduğunu ortaya koyuyor.
Güçlü Yasal Düzenlemeler Şart
Siber şiddetin çeşitlenerek artması, mağdurların korunmasını sağlayacak güçlü yasal düzenlemelere duyulan ihtiyacı bir kez daha ortaya koyuyor.
Siber şiddet çeşitlenerek artıyor
İnternetin küresel ve anonim yapısı, siber şiddetin ulusal sınırları aşmasına olanak sağlıyor ve failleri sorumlu tutma çabalarını zorlaştırıyor. Bu durumun bilincinde olan siber saldırganlar, farklı yöntemler kullanarak kadınları hedef alıyor. Yapılan araştırmalar, dijital şiddetin en yaygın biçimlerinin yanlış bilgilendirme ve iftira (%67), siber taciz (%66) ve nefret söylemi (%65) olduğunu ortaya koyuyor. Kimliğe bürünme (%63), bilgisayar korsanlığı ve takip (%63), astroturfing (%58) gibi yöntemlerle kadınların dijital itibarı ve güvenliği tehdit ediliyor. Video ve görüntü tabanlı taciz (%57), doxing (%55) ve şiddet içerikli tehditler (%52) gibi saldırılar, mağdurların psikolojik ve sosyal yaşamlarını olumsuz etkiliyor. Ayrıca, istenmeyen görüntüler veya cinsel içerik paylaşımlar (%43), kadınların çevrimiçi platformlarda güvende hissetmesini engelliyor. Siber şiddetin çeşitlenerek artması, mağdurların korunmasını sağlayacak güçlü yasal düzenlemelere duyulan ihtiyacı bir kez daha ortaya koyuyor.