Her 3 erişkinden 1’i hiç tansiyon ölçtürmemiş

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yunus Erdem, Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin ülke genelinde yaptığı bir çalışmanın sonuçlarına işaret ederek, “Her 3 erişkinden 1’i (15 milyon) daha önce hiç tansiyon ölçtürmemiş. Her 3 erişkinden 1’inin ise (15 milyon) hipertansiyonu var. Hipertansiyonu olan 10 erişkinden 6’sı (9 milyon) hipertansif olduğunu bilmiyor” dedi.

Prof. Dr. Yunus Erdem, Bilimsel Kurul Başkanlığını yaptığı Dijital Eczacılık Zirvesi 2021’de hipertansiyonla ilgili sunum yaptı.

Hipertansiyonun kan basıncı (tansiyon) yüksekliği olarak bilindiğini, kan basıncının yüksek olduğu kronik bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Erdem,  şöyle devam etti:

“Yüksek tansiyon genelde belirti vermeden seyrettiği için birçok hasta yıllarca kan basıncının yüksek olduğunu bilmeden yaşamaktadır. Çoğu zaman hiçbir belirti yoktur, ancak yüksek kan basıncı tedavisiz bırakıldığında vücuttaki bütün atardamarları ve organları hasara uğratmaktadır. Bu yüzden yüksek kan basıncı sıklıkla ‘sessiz katil’ olarak adlandırılır.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre hipertansiyon ‘önlenebilir ölüm nedenleri’ içinde 1 numaradadır. Dünyada 1,5 milyar insanda hipertansiyon vardır ve her yıl 9,4 milyon kişi hipertansiyon yüzünden ölmektedir. Kalp hastalığı, inme, böbrek hastalığı ve diyabete yol açarak, tek başına dünya genelinde ölüm riskini arttıran en önemli risk faktörüdür.” 

Pandemi sürecinde kan basıncı kontrolü azaldı

Pandemi sürecinde eve kapanma ile birlikte hareket ve egzersiz sıklığında azalma, stres ve beslenme alışkanlıklarının değişimi ile kan basıncı kontrolünün azaldığının gözlemlendiğini ifade eden Prof. Dr. Erdem, Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin ülke genelinde yaptığı çalışmanın sonuçlarına atıfta bulunarak, şunları kaydetti:

“Her 3 erişkinden 1’i (15 milyon) daha önce hiç tansiyon ölçtürmemiş. Her 3 erişkinden 1’inin de (15 milyon) hipertansiyonu var.  Hipertansiyonu olan 10 erişkinden 6’sı (9 milyon) hipertansif olduğunu bilmiyor. Hipertansiyonu olan 10 erişkinden 7’si (10 milyon) tedavi almıyor. Hipertansiyonu olan 100 erişkinden 92’sinin tansiyonu kontrol altında değil.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre, ülkemizdeki her 4 ölümden 1’i, tansiyonun kontrol edilmesi ile önlenebilir. Ülkemizde de tüm dünyada olduğu gibi hipertansif hasta popülasyonunun ve hipertansiyona bağlı gelişen kalp ve damar hastalıkları, inmeler, körlük ve böbrek yetmezliği gibi olaylara maruziyet ve bunların tedavisinde harcanan maliyet giderek artmaktadır.”

Tedavi aksatılmamalı 

Kan basıncı yüksek bir hastada temelde iki tedavi bulunduğunu, birincisi ve belki de en önemlisinin yaşam tarzı değişiklikleri, ikincisinin de hekim tarafından reçete edilen tansiyon düşürücü ilaçlar olduğunu belirten Prof. Dr. Erdem, şöyle devam etti:

“Yaşam tarzı değişiklikleri hipertansif hastaların yanı sıra kan basıncı optimal değerin üstündekilere (>120/80 mmHg) de önerilmelidir. Optimal kan basıncına sahip olanların yüzde 30’lar düzeyinde olduğu göz önüne alındığında bu önerilerin erişkin nüfusun tamamına yapılması uygun bir yaklaşım gibi görünmektedir. Bu değişimlerin yapılabilmesi hipertansiyonun tedavisinin yanında hipertansiyonu olmayan kişilerde de hipertansiyonun ortaya çıkmasını önleyebilmektedir. Artan vücut ağırlığı ile kan basıncı yakından ilişkilidir. Bu nedenle yalnızca fazla kiloların verilmesi değil, ideal kilonun korunması da önemli bir tedavi hedefi olmalıdır.”

Tuz tüketimi azaltılmalı  

Ülkemizde yapılan çalışmaların tuz tüketiminin yüksek olduğunu ortaya koyduğunu belirten Prof. Dr. Yunus Erdem, şunları dile getirdi:

“Erkeklerde ve obezlerde tuz tüketimi daha yüksektir. Bu durumun nedeninin erkeklerin kadınlara göre, obezlerin de normal kilolu olanlara daha fazla besin tüketmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca eğitim düzeyi düştükçe tuz tüketiminin de arttığı gözlenmektedir. Yüksek tuz tüketimi olan ülkemizde nedenler incelendiğinde yemekte tuzlu tercih etmek gibi kişisel yönelimlerin yanında ülkemize özgü nedenler de bulunmaktadır. Evde hazırlanan yüksek tuz içerikli yiyecekler önemli bir kaynaktır ve hasta yemeğe hiç tuz eklemese bile yüksek oranda tuz alabilmektedir. Genel olarak önerilen tuz tüketimi günlük 6 gram sodyum klorür civarındadır.” 

Düzenli ilaç kullanımı 

Kan basıncını düşüren pek çok ilacın kalp krizi ve inmeden de koruduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yunus Erdem, hastaya özel tedaviler için mutlaka doktora başvurulması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

“Yaşam tarzı değişikliklerine her zaman dikkat edilmelidir. Doktorun önerdiği şekilde ilaçların düzenli kullanılması önemlidir. Hastaların çoğunda kan basıncı yüksekliğinin kontrol altına alınabilmesi için birden fazla ilaç kullanmak gerekir. Herhangi bir yan etki gözlediğinizde doktora bildirilmelidir. İlaç tedavisine devam ederken kan basıncı düzeyi izlenmeye devam edilmelidir.”

(Visited 48 times, 1 visits today)