Yüksek topuklu ayakkabılar stres kırıklarına yol açabilir!

Halk arasında “başparmak çıkıntısı” olarak bilinen Halluks Valgus, kadınların ayak sağlığını tehdit eden önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Tural Khalilov, bu karmaşık şekil bozukluğunun kadınlarda erkeklere oranla 15 kat daha fazla görüldüğünü ve Türkiye’deki kadın nüfusunun yaklaşık yüzde 30’unu etkilediğini belirtiyor.

Her 3 kadından 1’i Halluks Valgus riskiyle karşı karşıya!

Halluks Valgus, ayak başparmağı kemiğinin dışa, ayaktaki birinci tarak kemiğinin ise içe doğru dönmesiyle ortaya çıkan bir deformitedir. Özellikle 18-65 yaş arasındaki kişilerin yüzde 23’ünde rastlanan bu durumun kadınlarda daha sık görülmesinde; ayağın anatomisine uygun olmayan ayakkabı kullanımı, bağ dokusundaki esneklik ve hormonal faktörler etkili oluyor.

Geç Kalmayın: Stres Kırıkları ve Kireçlenme Riski!

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Tural Khalilov, Halluks Valgus’un ilerleyici bir özellik taşıdığını ve deformite ilerledikçe ağrının şiddetlendiğini vurguluyor. Ayağın yük dengesinin bozulmasıyla komşu parmaklarda da deformiteler ve aşırı yüklenmeye bağlı stres kırıkları meydana gelebilir. Stres kırıklarının göz ardı edilmesi durumunda ağrının şiddetlenerek dayanılmaz bir hal alabileceği uyarısında bulunan Dr. Khalilov, deformitenin şiddetlenmesiyle ayakta artroz yani kireçlenme oluşabileceğini ve bunun da tedavi sürecini zorlaştırarak daha büyük cerrahi müdahalelere yol açabileceğini belirtiyor.

Önlem Almak Hayati Önem Taşıyor!

Erken teşhis ve önlem almanın Halluks Valgus’ta büyük önem taşıdığını ifade eden Dr. Khalilov, hastalara dar pençeli olmayan, ayak iç kavisini destekleyen ve topuğu yüksek olmayan rahat ayakkabılar giymelerini öneriyor.

Genetikten Ayakkabı Seçimine: Halluks Valgus’un Sebepleri

Halluks Valgus’un kesin bir nedeni olmamakla birlikte, genetik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu biliniyor. Her iki başparmağın da etkilenebildiği bu deformitede, genetik yatkınlık yüzde 70 gibi oldukça yüksek bir risk faktörü oluşturuyor. Bağ dokusu esnekliği, düztabanlık, serebral palsi ve romatolojik eklem rahatsızlıkları diğer içsel faktörler arasında yer alırken, yüksek topuklu ve dar ayakkabı kullanımı ise dışsal faktör olarak öne çıkıyor.

Belirtiler Artıkça Ağrı Şiddetleniyor!

Halluks Valgus’un belirtileri, başparmaktaki deformite arttıkça belirginleşiyor. Hastaların en çok şikayet ettiği durum, ayak başparmağındaki kemik çıkıntısının ayakkabıya sürtünmesiyle oluşan ağrı. Başlangıçta sadece ayak başparmağı kenarında hissedilen ağrı, tablo ilerledikçe şiddetlenerek ayak tarak kemiğinin altında bile hissedilebilir hale geliyor.

Dr. Khalilov Halluks Valgus’un belirtilerini şöyle özetliyor:

  • Başparmakta dışa doğru yamukluk ve başparmak çıkıntısında ağrı

  • Ayak tarak kemiğinin altında ağrı

  • Ayakkabı giymede güçlük

  • Ayakta deformasyona bağlı nasır oluşması

  • Diğer komşu parmakların üst üste binmesi

Tedavi Yöntemleri: Konservatif Yaklaşımlardan Cerrahiye

Ayak başparmağındaki kemik çıkıntısının tedavisi, hastalığın şiddetine göre planlanıyor. Deformiteyi düzeltmeden semptomları kontrol altına almak amacıyla ayakkabı modifikasyonu, pedler, parmak arası silikon makaralar ve Halluks Valgus atelleri gibi konservatif (ameliyat dışı) yöntemler kullanılıyor. Ancak Dr. Khalilov, ameliyat dışındaki hiçbir yöntemin ayak başparmağındaki şekil bozukluğunu düzeltmediğini ve Halluks Valgus’ta kesin sonucun ancak cerrahi müdahale ile mümkün olabildiğini belirtiyor.

Minimal İnvaziv Cerrahi ile Hızlı İyileşme

İlk basamak tedavilerin fayda sağlamadığı durumlarda, hastada ağrı ve ayakkabı giymekte zorluk şikayetlerinin devam etmesi halinde ameliyat seçeneği gündeme geliyor. Günümüzde bu işlemlerin minimal invaziv cerrahi, yani küçük kesilerle yapıldığını belirten Dr. Khalilov, ameliyatta başparmak ve tarak kemiğinin aynı eksene getirilerek vida ile tespit edildiğini ve aralıklı duran tarak kemiklerinin yaklaştırıldığını açıklıyor. Küçük kesiler sayesinde dokuların daha az hasar gördüğünü ve iyileşme süresinin kısaldığını ifade eden Dr. Khalilov, hastaların genellikle bir gün sonra hastaneden taburcu olduklarını söylüyor. Ameliyat sonrası iyileşme süreci ise deformitenin şiddetine bağlı olarak 4-6 hafta arasında değişiyor ve hastalar bu sürecin sonunda iş ve sosyal yaşamlarına geri dönebiliyorlar.

(Visited 10 times, 1 visits today)