Türkiye’de nüfusun yarıdan fazlası ”fazla” kilolu…

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre,  tüm dünyada fazla kiloluluk ve obezitenin görülme oranı son 50 yıldır giderek arttı. Bu artıştan Türkiye’de nasibini aldı. Uzmanları göre, Türkiye obezite oranı açısından dünyada 17’nci, Avrupa’da ise birinci sırada yer alıyor. Prof. Dr. Alphan,  ”Sadece beslenme durumu düzeltilerek obezite tedavisi mümkün değil.”

İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. M. Emel Alphan, Türkiye’nin obezite oranı açısından dünyada 17’nci, Avrupa’da ise birinci sırada yer aldığına dikkati çekti.

Obezite kronik bir hastalık 

Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre,  obezite vücutta sağlığı bozacak düzeyde aşırı yağ
depolanması olarak tanımlanıyor. Obezite aşırı enerji tüketimi, yetersiz enerji harcaması (sedanter yaşam tarzı, düşük Dinlenme Metabolik Hız – DMH) veya her ikisinin neden olduğu uzun süreli enerji dengesizliği ile kişinin genleri ve çevresi arasındaki kompleks etkileşimlerinin bir sonucu olarak gelişen kronik bir hastalıktır.

Obezite çocuk ve gençlerde de artış gösteriyor

DSÖ verilerine göre, 2008 yılında 18 yaş ve üzeri obez ve aşırı kiloluların sayısı 1,8 milyar iken, 2020 yılında 2,2 milyardan daha fazla yetişkinin fazla kilolu ya da obez olduğu bildirilmiştir. 2035 yılına kadar yaklaşık 3,3 milyar yetişkinin obeziteden etkilenebileceği varsayılıyor.

Obezite, çocuk ve gençlerde de artış gösteriyor. 5 ila 19 yaş arası gençlerde 1990’da sadece yüzde 8 olan bu oran, 2022 yılında yüzde 22’ye yükseldi2035 yılında ise yüzde 39’un üzerine çıkması bekleniyor.

Avrupa’da pek çok hastalığın sebebi 

Obezite önemli sağlık sorunlarına yol açıyor. DSÖ’nün veri tabanına göre; obezite Avrupa’daki yetişkinlerde hipertansiyonun yüzde 55’inin, kalp hastalıklarının yüzde 35’inin, Tip 2 diyabetin yüzde 80’inin sorumlusudur ve bunların her yıl 1 milyondan fazlası ölümle sonuçlanmaktadır.

Türkiye Avrupa birincisi 

Türkiye,  obezite oranı açısından dünyada 17’nci, Avrupa’da ise birinci sırada yer alıyor. 2024 yılına gelindiğinde Türkiyede 15 yaş ve üzeri nüfusun yüzde 32,1’inin obez, yüzde 34,6’sının ise fazla kilolu olduğu, toplamda ise bu oranının yüzde 66,7 ye ulaştığını söylemek mümkün. Türkiye’de obeziteye ilişkin hastalıklardan olan diyabet, koroner kalp hastalığı, felç ve kanserden 2,4 milyon kişinin
etkilendiği DSÖ-2024 raporunda belirtilmiştir.

Obezitede altta yatan faktör tedavi edilmeli

Obezite, sedanter yaşam tarzı ve aşırı besin alımını destekleyen sosyo-kültürel çevrede gelişir. 
Enerji alımının artması ve enerji harcanmasının azalmasıyla dokularda yağ birikimi olur. Fakat sadece beslenme durumu düzeltilerek obezite tedavisi mümkün değildir.

Obezitenin nedenleri genetik faktörler, hormonal nedenler, bazı hastalıklar, çeşitli ilaçların kullanımı, uyku bozuklukları (vardiyalı çalışma), çevresel, psikolojik, sosyo-ekonomik faktörler, iklim değişikliği şeklinde sayılabilir. Öncelikle obeziteye neden olan altta yatan faktörün tedavi edilmesi gereklidir. Obeziteye neden olan pek çok faktörün varlığından dolayı obezitenin tedavisi de oldukça zordur.

Popüler diyetlere dikkat!

Zayıflamak amacıyla aralıklı açlık diyetleri, ketojenik diyet, kan grubu diyetleri, alkali diyet veya tek besin diyetleri gibi popüler diyetlere yönelmek kısa vadede zayıflamayı sağlasa da, bu tür diyetlerin uzun vadede uygulanabilirliği ve ömür boyu sürdürülebilir olması mümkün olmadığı gibi bazı hastalıkların oluşturma riskini arttırdıkları da bir gerçektir.

(Visited 67 times, 1 visits today)