
Dirseği sürekli dayamak ”kubital tünel sendromu”na yol açabilir…
- Omuz protez ameliyatı kimlere uygulanabilir, çeşitleri nelerdir? - 29 Eylül 2025
- Basit bir öpücük, bebeğe uçuk virüsü geçirebilir… - 28 Eylül 2025
- Çok sık görülen rüyalar, psikolojik bir sorunun belirtisi midir? - 27 Eylül 2025
Gün içinde uzun süre bilgisayar başında çalışıyor, telefona yaslanarak saatler geçiriyor ya da uyurken kolunuzu bükülü bir pozisyonda tutuyor musunuz? Eğer cevabınız evet ise, uzmanlara göre, kubital tünel sendromu adı verilen ve sinir sıkışmasına yol açan rahatsızlıkla karşı karşıya kalabilirsiniz.
Çakmak Erdem Hastanesi’nden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Emre Kaya, özellikle masa başında uzun saatler geçiren, sürekli telefonla vakit harcayan ve dirseğini sert yüzeylere dayayanlarda daha sık görülen kubital tünel sendromu hakkında bilgi verdi.
Başlıca nedeni uzun süre dirseği bükülü tutmak…
Kubital tünel sendromu, kolun iç kısmındaki ulnar sinirin sıkışması sonucu oluşan bir sinir sıkışma rahatsızlığıdır.
Bu sendromun başlıca nedenleri arasında uzun süre dirseğin bükülü pozisyonda kalması, sert yüzeylere dayanması, tekrarlayan zorlayıcı el-kol hareketleri ve bazı romatizmal hastalıklar yer alıyor.
Özellikle sosyal medyada uzun saatler geçiren, telefonu elinden düşürmeyen bireylerde bu risk daha da artıyor. Sürekli bükülü pozisyonda tutulan dirsek, sinirin sıkışmasına neden olarak el ve parmaklarda kalıcı hasara yol açabiliyor.
Belirtiler küçük parmaktan başlıyor…
Bu rahatsızlık genellikle ağrıdan çok uyuşma ve karıncalanma hissiyle kendini gösteriyor. Küçük parmak ve yüzük parmağında uyuşma, güçsüzlük, elektrik çarpması hissi ve gece uykudan uyandıran rahatsızlıklar, kubital tünel sendromunun en belirgin belirtileri arasında yer alıyor. İlerleyen vakalarda el kaslarında zayıflama, kavrama gücünün azalması ve nesneleri düşürme gibi sorunlar yaşanabiliyor. Tedavi edilmediği takdirde sinir hasarı kalıcı hale gelebiliyor.
Tedavisi…
Erken teşhis konulduğunda cerrahi müdahaleye gerek kalmadan tedavi edilebilir. Dirseği uzun süre bükülü tutmamak, çalışma ortamını ergonomik hale getirmek, fizik tedavi uygulamak ve anti-inflamatuar ilaçlarla sinir üzerindeki baskıyı azaltmak, tedavide ilk adımlar arasında yer alıyor.Hastaların büyük bir kısmı, bu önlemler sayesinde ameliyata ihtiyaç duymadan iyileşebiliyor.
Ancak ileri vakalarda, sinirin geçtiği tünelin genişletilmesi ya da sinirin konumunun değiştirilmesi için cerrahi müdahale gerekebiliyor.